Uluslararasi kabule göre 0-18 yas arasi çocuk statüsünde nitelendirilmektedir. 7,3 milyarlik dünya nüfusunun 2,2 milyari bu yas araligindaki çocuklardir ve çocuk nüfusunun da büyük çogunlugu az gelismis/çatisma bölgelerinde yasamaktadir.

Gelismis ülkelerin gelismelerinin teminati olarak çocuklara yaptigi yatirim yadsinamaz. Çocuklarin egitim ve ögretimi, ülkelerin ilerlemesi için gereken bilgi birikimini saglamakta, bu birikimlerle bölgesel ve küresel hedefler yakalanmaya çalisilmaktadir. Az gelismis ve gelismekte olan ülkeler ile risk altindaki ülkelerde yasanan güvenlik, ekonomik, sosyal ve politik sorunlarin varligi ve devamliligi hem ülkeleri hem de ülkelerin bulundugu bölgeleri sorun alani hâline getirmektedir. Söz konusu ülkelerin büyük çogunlugu yasadiklari sorunlari asmak için uzun vadeli planlar yapmamakta ve anlik çözüm planlarina çocuklar dâhil edilmemektedir. Yoksulluk ile çatisma çogu zaman birlikte anilan, birbirinin hem nedeni hem sonucu olan olgulardir.

Özellikle BM’nin risk altindaki ülkeler olarak tanimladigi Suriye, Afganistan, Somali, Kuzey Sudan, Kongo, Orta Afrika, Irak, Eritre, Yemen ve Myanmar ile Nijerya, Kenya, Etiyopya gibi çatisma yasanan diger bölgelerde ortaya çikan “felaket” durumlari basta çocuklari etkilemektedir. Çocuklar bu çatismalarda ölmüs, sakat kalmis, kendilerine saglik hizmetleri ve asilama ulasamamis, öksüz ve yetim kalmis, asker yahut isçi olmus, göç etmis, yurtsuz kalmis, okullari zarar gördügü için egitimlerine devam edememislerdir. Bu durumun kisa vadede devam edecegi, uzun vadede ise baska sorunlara sebebiyet verecegi asikârdir.

Suriye, Irak, Afganistan, Sudan ve Somali Türkiye’nin birincil göç aldigi ülkeler olmasinin yaninda cografi ve siyasi sebeplerle de yakin etki alani içerisindedir. Çatisma alani ülkelerinin çocuklari kendi ülkelerinde yasadiklari sorunlari Türkiye sinirlari içerisinde var olduklari dönemde de yasamaya devam etmektedir.

Türkiye içinde yasanmis olan terör süreçlerinin de çocuklari etkiledigi bilinmektedir. O dönemde çatismalardan etkilenen çocuklarin bugünün yetiskinleri oldugu ve teröre katilan veya sempati duyan kitlenin önemli bir bölümünü bu kisilerin olusturdugu düsünüldügünde, çatismanin etkilerini dagitarak büyüten bir sistemin varligindan söz edilebilir. Bugünün çatisma çocuklarinin 5-10-20 yil sonra potansiyel olarak neye dönüsecegi de bugünden cevaplanmasi gereken bir zihinsel esiktir.

Çatisma bölgesi çocuklarinin korumaya alinmasi, rehabilitasyonu ve egitimi tüm kesimlerin benimsedigi bir konudur. Özellikle, dünyayi degistirmek için en güçlü silah olan egitim silahlarin ve savasin yakip yiktigi tüm ülkeler için oldugu gibi, bölgesel çatismalardan etkilenen Türkiye için de önemlidir. Egitim konusundaki çalismalarin temel odak noktalarindan biri bu olmalidir.

Isin içine çocuklarin magduriyeti, ihmali ve yeterince egitilememeleri girince; çatisma, egitimsizlik ve yoksulluk, kirilmasi zor bir döngü hâline gelmektedir. Nijerya, Suriye ve Kenya gibi ülkelerde egitime yönelik saldirilarin giderek arttigini görmekteyiz. Terör Türkiye’de de egitimi aksatmaya baslamistir, zira terör olaylari bugün Türkiye’nin belli il ve ilçelerinde çocuklarin okula gitmelerini engellemektedir. Sorun bugün az kisiyi etkilese de toplumu istikrarsizlastirabilecektir. Karsilasilan tüm bu egitim sorunlari su nedenlerden kaynaklaniyor olabilir:

– Çatisma bölgelerindeki okullar zarar görmüs veya yikilmis olabilecegi gibi ögretmenler de öldürülmüs, bölgeyi terk etmis ya da savasa katilmaya zorlanmis olabilir.

– Hastaliklar okula gitmeye engel olmus olabilir (Temel saglik hizmetlerine ulasilamadigi için genellikle ishal, sitma gibi kolayca önlenip tedavi edilebilen hastaliklar bas göstermis olabilir).

– Çocuklar evlerini terk etmeye zorlanmis olabilir ve okul olmayan mülteci kamplarinda olabilir.

– Çatisma, aile bireylerini birbirinden ayirmis ya da gelir kaynaklarina zarar vermis olabilir. (Çocuklar okula gitmek yerine çalismak zorunda kaliyor ya da digerleri para kazansin diye küçük veya hasta akrabalarina bakmak için evde kaliyor olabilir)

– Okul ve dogum sertifikalari çatismalarda genellikle kaybolur veya imha edilir. Bu da çocuklarin tekrar yeni bir okula kayit olmalarini engeller.

– Bazi toplumlarda egitime – özellikle kiz çocuklarinin egitimine – deger verilmemektedir. Bu genellikle, kisa vadeli hayatta kalma ihtiyaçlarinin çocuklarin gelecegine yatirim yapmaktan daha büyük bir öncelik hâline geldigi çatisma bölgeleri için geçerlidir.

Var olan çatismalarin ve dâhilindeki çocuk haklari ihlallerinin normallesmesi durumunda toplumsal duyarlilik ile çözüm için olan inanç ve çaba olumsuz etkilenecektir. Çocuklarin korunmalari, yasama, barinma haklarini devam ettirmeleri ve daha iyi bir gelecek firsatina sahip olmaslari için egitim, tüm insanligin önemsemesi gereken bir konudur ki ihmal edilmesi durumunda soruna dönüsecegi açiktir. Çatismalardan etkilenen çocuklarin okula gitmelerini saglamaya yönelik çaba göstermedigimiz sürece temel egitime evrensel erisim saglanamayacaktir.  Bu açidan okullara ve ögrencilere yönelik siddet saldirilarinin bir savas suçu olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Çocuk haklarinin bu açidan ihlali ivedilikle sona ermelidir ve Çatisma Çocuklari daha fazla koruma altina alinmali, onlari gelecege hazirlayacak egitim kurumlarina özen gösterilmelidir.